Çevreye verilen etkilerin azaltılması ve doğal kaynakların tükenmez olma özelliklerinin korunması çevresel boyut içerisinde yer alır. Doğanın sunduğu imkân ve kaynakların kullanımı sadece günümüz değil gelecek nesiller için de önem arz ettiğini unutmamak gerekir.
Üretim başta olmak üzere tüm ticari faaliyetler doğal kaynaklara ihtiyaç duy
Çevreye verilen etkilerin azaltılması ve doğal kaynakların tükenmez olma özelliklerinin korunması çevresel boyut içerisinde yer alır. Doğanın sunduğu imkân ve kaynakların kullanımı sadece günümüz değil gelecek nesiller için de önem arz ettiğini unutmamak gerekir.
Üretim başta olmak üzere tüm ticari faaliyetler doğal kaynaklara ihtiyaç duymaktadır. Ürünlerin ham maddesinden işlenmesine kadar birçok alanda kullanılan bu kaynaklar, düzensiz bir şekilde kullanıldığı takdirde geri dönüşü olmayan zararlar ortaya çıkabilmektedir. Örneğin, bu kaynakların doğada kendiliğinden yenilenme özelliğini kaybetme tehlikesi vardır.
Sanayi faaliyetleri amacıyla kullanılan doğal kaynakların yanı sıra, üretim ve tüketim aşamalarında ortaya çıkan çevresel etkiden de bahsetmek gerekmektedir. Örneğin, enerji kullanımından kaynaklı ortaya çıkan sera gazı (GHG) emisyonları çevrenin kirlenmesine ve küresel ısınmaya sebep olmaktadır. Bu enerji dolaylı emisyonların azaltılması için yenilenebilir enerji kaynaklarının daha yüksek oranlarda kullanılması gerekmektedir.
Kısacası, her alanda faaliyetlerin çevresel performans açısından incelenmesi ve sorumlu bir şekilde devam edecek şekilde tasarlanması gerekmektedir. Bu sayede, çevrenin korunması sağlanmış ve sürdürülebilir kalkınmaya bir adım daha yaklaşılmış olur.
Toplumsal alanda enerji ve beslenme gibi temel ihtiyaçların karşılanmasına ek olarak sosyal gelişimin sağlanmasını da kapsar. Geleceğe doğru yol alan yenilikçi ve sağlıklı toplumlar inşa etmek için sosyal boyutta kalkınma sağlanması gerekmektedir.
Bir toplumda fırsat eşitliği varsa bu toplumun faaliyetlerinin devamlılığı desteklenmiş olur
Toplumsal alanda enerji ve beslenme gibi temel ihtiyaçların karşılanmasına ek olarak sosyal gelişimin sağlanmasını da kapsar. Geleceğe doğru yol alan yenilikçi ve sağlıklı toplumlar inşa etmek için sosyal boyutta kalkınma sağlanması gerekmektedir.
Bir toplumda fırsat eşitliği varsa bu toplumun faaliyetlerinin devamlılığı desteklenmiş olur. Bu sayede, hem yaşam kalitesinde iyileşme sağlanır hem de bireysel beklenti ve ihtiyaçlara en etkili şekilde cevap verilmiş olur.
Toplumsal alanda sürdürülebilirliğin sağlanması ve sosyal olarak kapsayıcı bir geleceğe ulaşabilmek için bazı ilkeleri göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Bu ilkeler sosyal kalkınmanın temel prensipleri olarak da tanımlanabilmektedir:
Sosyal boyutta sağlanan her iyileşme ve gelişme, insanın kendisine ve geleceğine yapılan bir yatırım olarak karşımıza çıkmaktadır. Gelecek nesillerin daha adil bir şekilde ihtiyaçlarını karşılayabilmelerini sağlamak, iş hayatı dahil tüm alanlardaki bütün faaliyetlerin devamlılığını destekler.
Finansal anlamda büyüme ve gelişme sağlanmasını ifade eder. Geleneksel olarak kalkınma denince akla ilk başta ekonomik çıkarlar gelmektedir. Bu çıkarların korunması ve üretim süreçlerinin devamlılığı çevresel ve sosyal boyutlardaki kaynaklar sayesinde mümkün olmaktadır.
Sadece ekonomik alandaki faydalara odaklanılması sonucunda diğer boyu
Finansal anlamda büyüme ve gelişme sağlanmasını ifade eder. Geleneksel olarak kalkınma denince akla ilk başta ekonomik çıkarlar gelmektedir. Bu çıkarların korunması ve üretim süreçlerinin devamlılığı çevresel ve sosyal boyutlardaki kaynaklar sayesinde mümkün olmaktadır.
Sadece ekonomik alandaki faydalara odaklanılması sonucunda diğer boyutların göz ardı edilmesi, birçok risk ortaya çıkmaktadır. Bu riskler aşağıdaki gibi sıralanmaktadır:
Ekonomik faaliyetlerin devamlılığı, doğada kendini yenileyebilen tükenmez kaynakların düzenli kullanımına dayanmaktadır. Bu kaynakların düzensiz kullanımı sonucunda kendini yineleme özelliklerine zarar vermek, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılama yeteneklerini tehlikeye sokmaktadır.
Sürdürülebilir bir kalkınma için önemli olan ekonomik boyutu değerlendirirken çevresel ve sosyal alanları göz ardı etmek, kalkınmanın uzun vadede başarısız olmasına sebep olmaktadır. Herkes için ortak bir fayda yaratmak için bütüncül bir bakış açısı gerekmektedir.
Kaynakların tükenme ihtimalini unutmadan sağlanan bir ekonomik gelişme, çevresel risklerin en aza indirildiği ve verimliliğin sağlandığı bir üretim süreci sayesinde mümkün olmaktadır.
Copyright © 2024 BarleyCo - All Rights Reserved.
Web sitesi trafiğini analiz etmek ve web sitesi deneyiminizi optimize etmek amacıyla çerezler kullanıyoruz. Çerez kullanımımızı kabul ettiğinizde, verileriniz tüm diğer kullanıcı verileriyle birlikte derlenir.